Yönetici olmanın birinci şartı adaletli olmak, taraf tutmayarak hizmet etmektir. Yönetici kendisine verilen yetkileri devletin, milletin, kurumun ve çalışanın menfaatleri için kanunların çizdiği çerçevede kullanmak zorundadır. Yönetici sadece görevini yapmalı vazifesi olmayan işlere karışmamalıdır.
Fakat “Sinop Çevre ve Şehircilik Müdürlüğünde İl Müdürü Oğuzhan Kurt ve Şube Müdürü Abdulmecit Kayar hiç üslerine vazife olmayan bir işe girişmişlerdir.
Devletin kanunlarını hiçe sayarak kurumu kendi çiftlikleri sanmakta, kendilerini başka işlere adayarak birilerine şirinlik yapmaya çalışmaktadırlar. Bu yöneticiler üstlerine vazife olmayan sendikacılığa da el atarak birilerine şirin görünmek gayreti içine girmişlerdir. İktidarın değirmenine su taşıyan, çalışanlar yerine yöneticileri savunmayı kendine ilke edinen, sözde sendikaya üye kazandırmak için seferberlik ilan ederek personele baskı uygulamaktadırlar.
Malum-Sen’in başkanı ziyaret edecek diye üyelerimizi istifa ettirip, üyelik formu ile sendika başkanını karşılamak ve onunla birlikte görüntü vererek çalışanlara mesaj vererek kraldan çok kralcılıkta çığır açmışlardır. Üyelerimizin yerlerini değiştirmek, Lojmandan çıkarmak veya almak gibi ne mevzuata uygun ne de ahlaki olmayan işlere girişerek kamunun imkanlarını malum-sen’e seferber etmeleri aynı zamanda nasıl bir çamur çukuruna düştüklerini de göstermektedir.
Kendini yönetici zanneden ama aslında sadece birilerinin hizmetinde olan bu insanlar bardağı taşırmış, hadlerini aşmıştırlar. Hesabını veremeyecekleri, altından kalkamayacakları işlere burunlarını sokmuşturlar. Eğer bu kişiler sendikacılık yapmak niyetinde iseler görevlerinden ayrılıp, sendikal mücadeledeki yerlerini almalıdırlar.
Türk İmar-Sen kurulduğu günden itibaren kraldan çok kralcılık yapan, birilerine şirin görünmek için çalışanları baskı altına almaya çalışan nice sayısız yönetici görmüştür. Bugün bu insanların hiç birinden eser kalmamıştır. Ama Türk İmar-Sen hala dimdik ayaktadır. Herkes işini yapmalıdır. Yöneticiler yöneticiliğini, sendikacılar sendikacılığını yapacaktır. Kimse kendisine başka işleri görev saymayacak, iki işi birbirine karıştırmayacaktır. Herkes bugünlerinde geçeceğini, bir gün hesabın döneceğini, Türk İmar- Sen’in çalışanlar adına kendilerinden hesap soracağını bilmelidirler.
Kısacası tüm bu sözlerimi herkes iyi not etmeli ve hafızalarına kazımalıdırlar. Şunu hiç kimse aklından çıkarmasın, Türk İmar-Sen baskılara boyun eğen, birilerinin gölgesinde sendikacılık yapanlara benzemez.
Türk İmar-Sen olarak yapılan bu uygulamalarının takipçisi olacağımızı ve bu konuda gerekli her türlü tepkiyi çekinmeden göstereceğimizi herkes iyi bilmelidir. Ona göre herkes kendine çeki düzen vermelidir.